10 Aralık 2012 Pazartesi

Sayı Saymayı Bilen Ağustos Böcekleri:


Her yazın sonuna doğru ortaya çıkan ağustos böcekleri böcekler arasında en gürültücü sese sahip canlılardır. Bu böceklerin kendilerine özgü sesleri sadece erkek ağustos böceklerine aittir. Bunun nedeni; dişilerin dikkatini çekerek yerlerini belirlemektir. Çünkü ağustos böceklerinin üremek için toprağın altından çıktıktan sonra maksimum 3 hafta kadar kısa bir süreleri vardır. Bu süre içerisinde dişilerin dikkatini çekerek çiftleşecek ve ardından öleceklerdir.
Dişiler çiftleşmeden sonra ince dallara ve ağaç gövdelerine yarıklar açarak yumurtalarını bırakırlar. Yumurtadan çıkan yavrular yere düşer düşmez hızlıca toprağın alt kısımlarına gömülürler. Larva halindeki böcekler yeraltında uzun yıllar kalarak kendilerini sellerden ve su basmasından koruyacak yuvaları inşa ederler. Burada yıllar boyu ağaç köklerini emerek sağ kalırlar. Bu dönemden sonra ani bir mucize gerçekleşir: yaklaşık 20 yıl toprak altında kalan yavruların hepsi aynı anda topraktan yüzeye doğru çıkarlar. Daha da ilginci hep aynı anda yeryüzüne çıkan ağustos böcekleri bunu doğumlarını takip eden sadece asal sayılı yıllarda yaparlar. (11, 13, 17, 19 yılları gibi).

Ağustos böceklerini çok ilginç kılan özellikleri adeta sayı saymayı bilmeleridir. Bu minik canlıların yıllık yaşam döngülerini nasıl bir asal sayıya denk getirdiklerini hala hiç kimse bilemez. Bu matematiksel zamanlamanın diğer birçok canlıda olan çift sayılı çiftleşme döngülerine rastlamamasının, olası avcı potansiyeline denk gelmemeleri için olduğu tahmin edilmektedir. Çünkü ağustos böcekleri trilyonlarla ifade edilecek sayılarda aynı anda ve tek gecede topraktan çıkarlar. Ancak bunu diğer canlıların çift sayılı döngülerinde yapmış olsalar veya rastgele günlerde yapmış olsalar diğer canlılara yem olur ve nesilleri büyük tehlike altında olabilirdi. Bu asal sayı döngüsüyle mükemmel bir zamanlama elidmiş ve popülasyonunun azalması engellenmiş olur. 

Kuşkusuz insanların dahi mükemmel bir organizasyon ve iletişim sistemleri olmadan asla sahip olamayacağı bu özelliğin, hiçbir düşünme yetisi ve donanımı olmayan bu minik canlılarda bulunması Allah’ın bu canlılara ilham etmesinin bir sonucudur. Ayette şöyle buyrulur:

“Göklerin ve yerin yaratılması ile onlarda her canlıdan türetip-yayması O’nun ayetlerindendir...” (Şura Suresi, 29)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder